21 Aralık 2011 Çarşamba

BBG Evi


Biri bizi gözetliyor nam-ı diğer Big Brother şimdi bu isimleri duyunca Gözetim toplumu üzerine george orwell'in 1984 kitabından alıntılar yaparak bir yazı yazıcağımı beklemeyin.
Gayet sığ bir şekilde Biri Bizi Gözetliyor programından bahsedeceğim :) Orta okul yıllarıma damga vurmuş bir program olarak bendeki yeri tartışmasız büyüktür bbg bittikten sonra tabikide gelinim olur musun gibi yarışma programlarınıda izledim caner-tülin aşkı, fenomen Semra hanım bunları da başka yazıda yazarım artık.
İlk bbg yarışmasını dün gibi hatırlıyorum hatta bütün yarışmacıları numaralarıyla sayabilirim o derece beynim bedava yani. Ben bu programları hipnotize olmuş bir şekilde izlerdim okuldan eve gelince görmedikleriniz duymadıklarınız diye gün içinde evde yaşananları gösteren programı acardım o bittikten sonra hızımı alamayıp digitürkte x tv diye bi kanal vardı 24 saat bbg evini gösterirdi hemen o kanalı açardım. Hele o taksi görevleri yokmuydu hep keşke İstanbul'da olsam da bnde binsem taksilerine derdim o zamanlar izmirdeydim:) Bbg evi kavgalarına bayılırdım özellikle alışveriş listesi kavgaları favorimdi. Bide kim kiminle durumları vardı onlara bayılırdım işte.
Ama bu Bbg yi deli gibi bir tek ben izlemiyordum ergen topluluk olarak bütün arkadaşlarım izlerdi ve hayatımıza o kadar işlemiştiki bbg evindekilerin repliklerini fln söylerdik sürekli hahahahha şu anda bile gülüyorum. Bizim 8 kişilik bir kız grubumuz vardı ve bazen anlaşamdığımız şeyler olunca toplanıp konuşurduk buraya kadar herşey normal ama bbg başladıktan sonra biz bu toplanmalarımıza zirve demeye başladık. hadi zirve yapıyoruz konuşucaz görüşme odası talep ediyorum gibi cümleler en sık kullandıklarımızdandı. Gerçi şu an hala o replikleri kullanıyor olmamız da düşündürücü tabisii.
02 Patates Melih, 11 Filozof Eray (bu arada ben melihciydim erayı hiç sevmezdim), 04 Melike, 10 Krupiyer Esra, 14 Akmerkez Hülya, 07 Berra, 08 Tarık bunlar şu an için hatırladıklarım biraz daha düüşünsem gerisini hatırlarım ama sizi ürkütmek istemiyorum.
Ben bu evdeki kavgaların hastasıydım özellikle Akmerkez Hülya ve Krupiyer Esra nın Patates Melih için kavga etmeleri efsaneydi, bide bunlar takside işi mi pişirmişti öyle bişi vardı ya:)
Saatlerce okula Bbg evinden konuştuğumuzu hatırlarım sen olsan hangi oda da kalırdın kimle yakın arkadaş olurdun kimi elerdin gibi sorularla dersleri tüketirdik o kadar inanmışız yani bbg ye ama dediğim gibi küçük yaşta kanımıza işleyen zehir bizi yıllar yılı rahat bırakmadı şu an 25 yaşında hala yarışma proglarımını izleyip kim ne yapmış diye tartışıoruz neyseki o fanatiklik halimizi atlattık buna da şükür yarebbim.
Bbg Tarık'ın of deli gönül şarkısını daha ilk günden ezberlemiştik bide suna lı bir şarkısı vardı zaten koşa koşa gidip kasedini almıştık.
Hahahahha ilk bbg 02 Melih kazandıktan sonra akıllara zarar bir şarkı yapmıştı şarkıya buyrun lütfen. sonrada bi kadın Reha Muhtara çıkıp Melih'ten çocuğum var adıda Hilem tersten okuyunca melih oluyor öyle bir aşk çocuğu işte diye açıklama yapmıştı ne kafalar ne kafalar diyorum.
Tabii bbg ilk sezonla sınırlı kalmadı bizim için bütün sezonlarını izledik ve çok bombastik yarışmacılara tanık olduk ve onlarında repliklerini hafızamıza kaydettik. Yüreğin var mı var yüreğim var yüreğim, şişli pub mı kotun mu şişli gibi repliklerdi bunlar.
Bbg 1. ve 2. dönemleri bitince o iki gruptan bazı yarışmacılar seçilerek ONO (orada neler oluyor) diye gene böyle izlemeli program yapmışlardı bunlardan bi tanesi teknede olmuştu diğeride uludağ da olmuştu da tadından yenmemişti :))
Keşke gene olsa da izlesek diyecek kadar da hala şuursuzum yalnız bunu da belirtiyim belki Acun bu işe el atar tekrar yayınlanır ne dersinizz gençleerrrr...



13 Aralık 2011 Salı

Bir Dedemin İnsanları Güzellemesi



Bu sefer ki Çağan Irmak filmine şüpheyle yaklaşmıştım tamam Babam ve oğlumda salya sümük ağladım doğrudur ama o Issız Adam da neyin nesiydi arkadaşım bohem ve şehirli modern yaşamın abuk sabuk klişeleriyle bezenmiş mide bulantısı bir filmdi. Cemal Hünal'in robocop gibi yürüyüşü, omuzlarıyla başını ayrı ayrı hareket edememesi o adam üzerime doğru yürüse valla korkarım arkama bakmadan kaçarım üstelik, Melis Birkan'ın namı diğer Ada'nın o bıngıllığı neydi yaa her yer lömbür lömbür, bide yaprak sarma ile meyve suyu da ne ayak yani zevksizlik burdan belli zaten. Aman neyse ya ben başka bişiyden bahsedicektim Issız Adamı hatırlayınca sinirim tepeme çıktı yine.
Şimdi efenim cumartesi akşamı ahiretliğim c. ile beraber Hugo için yola çıkmışken kendimizi ''Dedemin İnsanları'' filminde buluverdik. İyiki de buluvermişiz yaaa tekrar barıştım Çağan Irmakla. O nasıl güzel bir filmdir, nasıl dozunda duygusallıktır o Çetin Tekindor nasıl bir oyunculuktur. Ben çok etkilendim zira yanımdaki herkeste aynı şekilde ki burnumuzu kıvıraraktan filme girmişliğimiz var idi. Açıkçası ben filme konusuna çok hakim diildim fragmanınıda izlememiştim. Ama film başlar başlamaz baam e bunlar benim babanem benim dedem oldum o konuşmalar kullanılan kelimeler hepsi aynıı hepsi. Resmo da doğup mübadelede Giritten göçen dedemler,babamın halaları ben bu hikayeleri dinleyerek o büyük eski rum evlerinde çocukluğumu geçirerrek büyüdüm. Ah bre mari, kalo kopel, ah pedimu, endaksi gibi kelimeler hep kulağımda, babamın halalarının birine kızınca aralarında rumca konuşması da cabası tabii evet film bana bu yönüyle çok dokundu. Böyle bir benzerliğim olmasada film bana gene dokunurdu o Çetin Tekindorun konuşması, torunuyla ilişkisi, o anneannenin torununa tatlı sert kızması ki normalde o kadını hiç sevmezdim Fatmagün'ün suçu ne de sarı çiyan Mustafa'nın ağlak anası rolunde nefretlerimi kazanmıştır kendisi ama bu filmde bayıldım bayıldımm ,akşam kurulan sofralar, o küçük çırak tahsine (buyrun bakınız) değinmiyorum bile onu bana Bağlantıversinler ben ona bakarım böyle bir tatlılık böyle bir konuşma olamaz onun sahnelerinde ayrıca bittim.
Gözyaşlarım tabikide sel oldu ama filmde ağlamaya programlı sahneler yoktu sen duygulanıyordun işte.
Film çıkısında bi süre sinemanın orda oturup kendimize gelmeye çalıştık etkisinden çıkmak istemedik çünkü. En son bu şekilde ahiretliğim c. ile beraber Ferzan Özpetek'in Mine Vaganti filminin bitiminde olmuştuk büyülenmiş gibi yarım saat oturup kalmıştık oturduğumuz yerde lecce' ye mi gitsek şeklinde bir müddet öyle dolanmıştık.
Dedemin İnsanlarından gelip Mine Vaganti' ye bağladığıma göre Sezen Aksu'nun Mine Vaganti için yaptığı Kutlama şarkısını dinlemeden olmaz gençleerrrr..